Telli Turna Doğa Derneği
30 Tem 2024
Bilinen ve sevilen bir kuştur. Başı, boynu ve kanat telekleri siyah, gövdesi gridir. Yanaklarından aşağıya inen beyaz şerit boynun gerisinde birleşir. Tepesinin ortası kırmızıdır. Yerde kıvrak ve kabarık süs tüyleri kuyruğunu örter. Genci daha koyu renklidir, başı, boynu ve sırtı kahverengidir. Sesi sert ve yankılıdır. “Kruuu, krr”.
Uçarken düz veya V şeklinde sıralar oluşturur. Geniş bataklıklar, sulak çayırlar ve tundrada yuva yapar. Kışın kurak arazide bulunabilir. Gaga ucu ile kuyruk ucu arası ortalama boy uzunluğu 110-120 CM, Açık kanat uçları arası ortalama kanat açıklığı 220-245 CM Turnalar üredikten sonra üreme ortamında, özellikle sığ suları veya bu savunmasız uçuşsuz dönem boyunca saklanacak yüksek sazlıkları tercih ederler. Mısır, arpa, buğday, yulaf, ayçiçeği tohumu, bezelye, fasulye, fıstık, zeytin, böğürtlen, meşe palamudu, sebzeler, patates, bitki kökleri ve sürgünlerle beslenirler. Bulundukları alanda sudaki küçük canlıları da yerler. Çoğunlukla bitkisel besinler tüketirler. Muş ili sulak alanlarında Turna ve Anadolu Dağ Turnalarının üreme bölgeleri kısmen tespit edilmiştir. Yapılan tespitlere göre il coğrafyasının çeşitli bölgelerinde ve ortalama olarak 36 adet turnanın kuluçka dönemlerini geçirdiği tespit edilmiştir. Leylekler gibi turnalar da bölge ve yörede zarar verilmeyen, zarar verilmekten kaçınılan, sevilen, merak uyandıran, kültürel olarak da büyük önem verilen bir türdür. Doğal hayattaki yıpranmaların etkisi ile sayılarının azalmaya başlaması en büyük etken olabilir.
Dönemsel ve yıllara yaygın göç izleme çalışmalarında Muş, Bulanık, Malazgirt bölgelerinde görüntü kayıtları alınmıştır.
Göç döneminde Muş şehir merkezi üstünden süzülerek ovanın derinliklerine doğru giden turna sürüsü. Göç dönemlerinde genelde benzer güzergâhları takip ettiklerinden, hava şartlarına göre görüntü alınması mümkündür. Cep telefonu ile de görüntü alabilirsiniz. Yakından ve öterek, şarkı söyleyerek geçitler yaparlar. Güz dönemi göçünde eylül-ekim-kasım ve hava şartlarına göre aralık aylarında da yüzlerce, binlerce turna Muş coğrafyasının çeşitli yerlerinde konaklama, yemlenme maksatlı günlerce, haftalarca bulunurlar. Direk olarak Turnaya yönelik avcı tehdidi yok durumundadır. Ancak diğer türler içini sahada avcılık yapıldığında, turnaların bundan olumsuz etkilenip bölgeyi terk etikleri gözlemlenmiştir. Rahatsız edilmeyi sevmezler ve temkinlidirler.
Yırtıcı ve alıcı kuşlarla yerdeyken birebir veya toplu olarak mücadele edebilir ve püskürtebilirler. En zayıf ve en savunmasız oldukları dönemler kuluçka zamanları ve uçuş halindeyken alıcı kuşların saldırı anlarıdır. Uçuşta savunma yetenekleri çok zayıftır.
Birkaç adım yürüdükten sonra yerden yükselerek hızlı uçuş yapabilirler. Nadasa bırakılmış ve görüş mesafesi olan açık arazilerde beslenmeyi çok severler.
Son derece dikkatli, temkinli olduğu halde son derece cesur ve fedakâr olan turnalar, topluluklar halindeyken birbirlerini dönüşümlü olarak koruyarak yemlenirler. Tehdidi fark ettiklerinde birbirlerini uyarıp yürüyerek veya kısa mesafelerle uçarak uzaklaşır ve sahada bulunmaya devam ederler. Silah seslerinden ürktüklerinde bölgeyi tamamen terk ederler.
Turnaların türkülerde yüklendiği bir başka fonksiyon da, kendileriyle dertleşme ve söyleşmedir. Gurbette kalmış, hasret çekenler veya herhangi bir derdini paylaşmak isteyenler turnalarla söyleşir. Ozan;“Gitme turnam gitme bir sualim var” dedikten sonra, “Turnam neden düştün sen bu yollara?” diye sorar. Çünkü turnanın durumu hiç de iyi görünmemektedir.“Ağlamışsın gözlerinin yaşına, Uğramışsın zemherinin kışına” mısraları bu durumu ortaya koymaktadır.
Muş ili Varto, Bulanık, Malazgirt ilçelerindeki sazlık, göl yakını, Murat Nehir havzası ve bazı bataklık çevrelerinde üreme bölgeleri tespit edilmiştir. Bahar ve güz dönemlerinde yüzlerce, binlerce turna 9-50 arası gruplar halinde il coğrafyasının hemen her alanında konaklama, yemlenme ve seyir halinde görünmektedir. İ l kapsamındaki göç hareketleri izlendiğinde daha çok kuzeydoğu-güneybatı istikametleri olmak üzere, doğu-batı istikametlerindeki göç hareketleri de kayıt altına alınmıştır. Hazar Denizi kıyıları ile Hindistan’a göç eden turnalardan dolayı doğu-batı göç hareketleri olabilir.
Turna sadece Türk kültüründe değil, birçok medeniyette olduğu gibi Japon kültüründe de önemli bir simge olarak yer alır. 1950'nin ortalarına doğru, 1945 Hiroşima atom bombasının patlaması sonucunda lösemi hastası olan 11 yaşındaki Sasaki Sadako, hastalığının iyileşmesi için turna kuşu origamilerini yapmaya başlamıştır. Japon inancına göre, 1000 adet turna kuşu origamisi yapıp dilek tutulduğunda, dileğin gerçekleşeceğine inanılır. Sadako, 644 turna kuşu origamisi yaptıktan sonra ölür. Arkadaşları onun yerine sayıyı tamamlamış ve cenaze töreninde mezarına turna kuşlarını koymuşlardır. Bu olay Hiroshima'da Dünya Çocuk Barış Gününün oluşmasına ve bugünün onuruna Sadako'nun Seatle'da bir heykelinin yapılmasına neden olmuştur. Her sene Ağustos ayının altısında kutlanan barış gününde, dünya çapında birçok çocuk tarafından yapılan turna kuşu origamileri Hiroshima'ya gönderilir.